Tutunmak
Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
tutunmak
-iTutup bırakmamak, dayanmak, sarılmak veya asılmak
Cümle 1: Evinin bahçesinin kapısını açtım ve kapanmayan pancurlarına tutunarak odasına girdim. - M. Ş. EsendalAynı yerde ve durumda kalmak, direnmek, dayanmak
Cümle 1: Düşman ordusu ordumuz karşısında tutunamadı.Kendini kabul ettirmek, kendine bir yer sağlamak
Kendi üzerine koymak, kullanmak
Cümle 1: Yaşmak tutunmak.Sülük tutunmak.Sataşmak, çıkışmak
Cümle 1: ...anam sabahleyin evine giden Naime adındaki kıza tutunmuş. İkisini de ağlatıncaya kadar söylemiş. - M. Ş. Esendalgüveneceği bir kimse veya şey bulunmak (bulunmamak)
Türkçe - İngilizce
tutunmak teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- cling
- hold on to
- get a grip
- to wear (a yashmak)
- to take hold (of); to hold out/on, to hang on, to endure; to catch on, to take on; to last
- fasten on
- to use (a straight razor)
- catch
- to apply (leeches) to oneself
- to keep oneself at (a certain level)
- to light into, berate
- to hold on to, hang on to; to cling to
- to get firmly established in (a place)
- hang on
- hold on
- fasten onto
- hold out
- hold to
- hold
- last
- take on
- hold down
- get a toe hold
- kanca ile tutunmak
- grapple
- tutunma
- {i} hold
- tutun
- adsorb
- tutunma
- (İnşaat) adhesion
- tutun
- fasten onto
- tutunma
- adherence
- tutunma
- adsorption
- sülük tutunmak
- to bleed oneself using leeches, leech oneself
- tutun
- smoke
- ustura tutunmak
- to shave off unwanted hair (as the hair in one's armpits or on one's neck, but not the hair on one's head)
- yaşmak tutmak/tutunmak
- to put on a yashmak
- yüze tutunmak
- to adsorb
İlgili Terimler
Türkçe - Türkçe
tutunmak teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- Tutup bırakmamak, dayanmak, sarılmak veya asılmak
- Tutup bırakmamak, dayanmak, sarılmak veya asılmak: "Evinin bahçesinin kapısını açtım ve kapanmayan pancurlarına tutunarak odasına girdim."- M. Ş. Esendal
- Kendi üzerine koymak, kullanmak
- Sataşmak, çıkışmak: "... anam sabahleyin evine giden Naime adındaki kıza tutunmuş. İkisini de ağlatıncaya kadar söylemiş."- M. Ş. Esendal
- Aynı yerde ve durumda kalmak, direnmek, dayanmak
- Sataşmak, çıkışmak
- Kendini kabul ettirmek, kendine bir yer sağlamak
- tutunma
- Tutunmak işi
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.